Güneydoğu Avrupa Ülkeleri Kültürel Koridorlar Zirve Forumu’nun Sekizinci Toplantısı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ev sahipliğinde İstanbul'da gerçekleştirildi. Birleşmiş Milletler tarafından “Kültürlerin Yakınlaşması Uluslararası Yılı” olarak ilan edilen 2010 yılında, “2010 Avrupa Kültür Başkenti” olan İstanbul’da toplanan Forum’un teması somut olmayan mirasın önemli ve birleştirici bir unsuru olan “Müzik”ti. İlki 2002 yılında Ohrid’de düzenlenen Güneydoğu Avrupa Ülkeleri Kültürel Koridorlar Zirve Forumu Toplantıları, UNESCO’nun girişimiyle kültürlerarası diyaloğun geliştirilmesi amacıyla başlatıldı. Toplantıların esas hedefi Balkan ülkelerinin ortak kültürel mirasının korunması ve geliştirilmesidir. Bu hedefe ulaşmakta bir araç olarak ortaya çıkan “kültürel koridorlar” kavramı sadece rotası üzerindeki somut ve somut olmayan mirasın tespit edilmesine ve korunmasına hizmet etmekle kalmaz, aynı zamanda bölge halkları arasında diyaloğun ve işbirliğinin gelişmesine katkıda bulunur.
Zirve Forumu’nun bir gün öncesinde, 22 Haziran’da düzenlenen Uzmanlar Toplantısına 11 Balkan ülkesinden kültürel koridorlar alanında söz sahibi uzmanlar katıldı. Toplantı, toplantının başkanlığını da yürüten UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nabi Avcı’nın konuşmasıyla açıldı. Nabi Avcı, Güneydoğu Avrupa’nın kültürlerin kesişim noktası olarak günümüzdeki önemine dikkat çekerek Güneydoğu Avrupa Ülkeleri Kültürel Koridorlar Zirve Forumu’nun bu önemin ortaya çıkarılması açısından oynadığı role vurgu yaptı. Prof. Dr. Nabi Avcı’nın ardından söz alan UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Yönetim Kurulu üyesi ve Kültürel Koridorlar İhtisas Komitesi Başkanı Dr. Mehmet Kalpaklı da Türkiye’nin kültürel koridorlar alanındaki faaliyetlerini kısaca tanıtan bir sunum yaptı. Kalpaklı, Türkiye’nin Bulgaristan ve Makedonya Millî Komisyonları ile ortaklaşa yürüttüğü ve sonuçlandırdığı müzik ve yemek kültürü projelerini hakkında uzmanlara bilgi verdi. Sekretaryası Kültürel Koridorlar İhtisas Komitesi üyesi Neslihan Demirkol Sönmez tarafından yürütülen toplantıda "Kültürel Diyaloğun Metaforu Olarak Müzik" başlıklı İstanbul deklarasyonu diğer ülke uzmanlarının değerli katkı ve önerileriyle ertesi gün düzenlenecek olan Zirve Forumu’nda sunulmak üzere son hâlini aldı.
23 Haziran 2010 tarihinde yapılan Zirve Forumu’na 11 Balkan ülkesinin devlet başkanları katıldı. Zirve Forumu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün açış konuşmasıyla başladı. Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasında “kültürel koridorlar” kavramının günümüzdeki önemini, bu kavramın Balkanlar coğrafyasında kültürlerarası diyaloğa yapabileceği katkıları şu sözlerle dile getirdi:
UNESCO, insanlık tarihini tanımlamak için yolculuk metaforunu kullanır. İnsanlık tarihi bir yolculuk öyküsünden ibarettir ve bu yolculuk boyunca her kültür kendisine ait olanı – tecrübelerini, fikirlerini, değerlerini ve mallarını – diğer coğrafyalara taşımış, tanıtmış, gittiği coğrafyaların değerlerini de almış, kullanmış, dönüştürmüş ve kendine mal etmiştir. Nitekim, bugün bu yolculukların rotalarının belirlenmesi kültürlerarası diyaloğun geliştirilmesi için en iyi araçlardan biri hâline gelmiş ve bu nedenle kültürel koridorlar kavramı UNESCO tarafından benimsenmiştir. Güneydoğu Avrupa, yüzyıllardır, kelimenin tam anlamıyla medeniyetlerin ve dinlerin kesişme noktası olmuştur. Doğu ile Batı’nın, Kuzey ile Güney’in birleştiği yerdir. Yüzyıllar boyunca kültürel koridorlar doğal olarak bu coğrafyada oluşmuştur.
Cumhurbaşkanı Gül, ayrıca, UNESCO Türkiye Millî Komisyonu tarafından bu alanda yürütülen başarılı projelere de değindi:
Türkiye, kültürel koridorlar alanında yürütülen bu çalışmaların bir parçası olmaktan gurur duymaktadır. Ülkemiz, bu çalışmalar vasıtasıyla insanlığın ortak mirasının ve farklı kültürlerce paylaşılan değerlerin korunmasına ve geliştirilmesine, kültürlerarası diyalogun sağlanmasına ve arttırılmasına yürüttüğü somut projelerle katkı sağlamaktadır. Bulgaristan ile ortak müzik kültürü, Makedonya ile ortak yemek kültürü projeleri yürütülüp, başarı ile sonuçlandırılmıştır.
Her yıl başka bir tema belirlenerek toplanan Zirve Forumu’nun bu yılki toplantısının teması "Kültürel Diyaloğun Metaforu Olarak Müzik" olarak belirlendi. Zirve Forumları boyunca ilk kez somut olmayan mirasa ait bir kavramın öne çıkarıldığı bu toplantıda amaç, müziğin bölge halkları için birleştirici gücünü öne çıkarmaktı. Benzer ezgilerin etrafında bir araya gelen halklar için müzik, “ortak değer” ünvanının hakkını vererek taşıyan bir unsur olarak kendini gösterdi. Cumhurbaşkanı Gül de konuşmasında müziğin önemine değindi:
Müziğin, insanlığın Somut Olmayan Kültürel Miras öğeleri içinde en önemlilerinden biri olduğuna ve bu yönüyle kültürel diyaloğun metaforu olarak değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. […] Bu anlayışla, müziğin, bölgesel barış, diyalog ve işbirliği için bir dostluk köprüsü olarak sağlamlaştırılması gerektiği kanaatindeyim. [...] Bu çerçevede, bugün kabul edeceğimiz “Güneydoğu Avrupa’da Kültürel Diyaloğun Metaforu olarak Müzik” başlıklı İstanbul Deklarasyonu’nun, bahsettiğim kültürel miras unsurumuzun korunması, geliştirilmesi ve tanıtılması yolunda atacağımız adımların ve ortak irademizin rehberi olacağını düşünüyorum.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Haziran 2010 tarihli “Ulusa Sesleniş” konuşmasında Güneydoğu Avrupa Ülkeleri Kültürel Koridorlar Zirve Forumu Sekizinci Toplantısı’na yer vererek UNESCO Türkiye Millî Komisyonu’nun başarılı projelerine dikkati çekti: “Burada sunulan, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu'nun, Bulgaristan ve Makedonya'daki muhataplarıyla gerçekleştirdiği kültürel projeler, Balkanlardaki kültürel işbirliğine ve yakınlaşmaya örnek teşkil edecek nitelikteydi”.